YAZSAM GURBETİN HİKAYESİNİ..
Buz sabahlarda yollara düşerdim
Bir bebek arabası bir de yorgunluğum. Ama o bebekle aşardım her şeyi Her yoldan geçerdim uçarak. Akşamları gurbetin, ne kadar acı olsa Ben yine onun neş’eli sesiyle Unuturdum her gamı ve acıları Uyanırdık umutla yine Yollara düşerdik sabahları. Dert yüklü omuzlarımdan Yaş dolu gözlerimden silerdi Onunla böyle gelip gidişimiz. Yaşamaya çalışıyorduk her şeye rağmen Onunla birlikte gülüyordum Acı da olsa dudaklarımdaki tebessümüm. Bunu da çok gördüler bir gün Kurdular ayrılık planını habersiz. Alıp ve çalıp götürdüler çok uzaklara Yeniden gömülmüştüm artık içimdeki Yalnızlığıma ve de göz yaşlarıma. Beş yıl boyu rüyalarımda, hayallerimde Gurbetin taş sokaklarına döktüm göz yaşlarımı. Bir bitmeyen hüzündü yaşadığım, bir kabus ! Baharlar açtı burada kokmayan leylakları ile Bitmeyen bir kara yeldi sonbaharları Buzlar ülkesinde ; buzdan bir heykel gibi İçimin tüm mutlulukları buza dönüştü Bir insanı acıları ile, taşa döndürdü yıllar. Aygün Deniz 03.08.2020 |
Tam 40 yıldır Danimarka da ikamet etmekteyim, beni bu şiir ve şarkı ile ağlattınız ya ne desem :((
Şimdiye kadar gidemeyen bu saatten sonra mı gideceğim, çoluk çocuk, torun burada..
Çok duygulu, kaleminiz hüznü damlatmış..
Yoksa, sizde mi yurt dışındasınız Aygün hanım?
Sevgilerimle..