Pişmanlık
kendi cenazesine geç kalan bir ceset gibiydin sen,
fatihaya başlayıp ne yaptığının farkına vararak toprağa atlayan bir düştü gözlerin, sen hep beş benzemezle rest dedin, ben her seferinde gördüm, her seferinde bilerek pas dedim. kelimelerle dövdüm, belki bazen sövdüm, ellerinden tutup gözyaşlarımı biriktirdim avuçlarında, her salladığında avuçlarının içindeki gözyaşlarım gibi döndü dünya, sana ben anlattım aslında, neyin olması gerektiği gibi olmadığını, dünyanın yuvarlak değil sadece yamuk olduğunu, biz insanların buraya ait olmadıkları için öldüğünü, çocukların ilk ağladığında göz yaşına sahip olmadığı için gözyaşı dökmediğini, tanrının bir bencillikle bizi yaratıp parmaklarının arasından düşüşümüzü izlediğini, sen, otobüsüne geç kalmış adamın el kaldırdığında onu görmezden geldiğinde anlamalıydım bunu, anlamalıydım gördüklerini görmek istediklerine bir tepsi içinde sunduğunu, ben bittim dersem yalan olur belki, harlanmış bir ateştir aşk, her söz bir odun parçası gibi harlandırır ateşi, delice dolanan bir sarmaşıktır aşk, her yöne döndüğünde gözünün içindeki göz bebeğine değer dalları, topraktır aşk, seni bir kere sardı mı, bırakmaz kemikte deri... |
Güzel bir şiir okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle kutluyorum. Kurban Bayramınızı kutlu olsun...