YÂRİM İSTANBUL…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Bu kent öldürüldü diyorlar Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar Ve yarasalar uçuyormuş Bu kent öldürüldü diyorlar Bahar gelmez artık buraya.’’ (A. Telli) Satır aralarına kurşun döküyorum mevsimin Bir de teninde ölümün Yeknesak bir savruluş Aşkın hitap ettiği şehre de sunuyorum Taziyelerimi Ve parmak arasında trafik lambalarının İp atlıyor yalnız çocuklar. Şehir gibiyim bu gün Aslında kendimi bildim bileli eşleştiğim: Bir rüyada ayyuka çıkan Aşkın özlemi Bir de şehre düşkünlüğüm Aşka meyleden o iki yakası şehrin Ne zaman gelir ki bir araya: Elbet bin yaşıma ulaştığımda Yetmedi çocuk ruhumla Kahkahalar ısmarladığım martılardan Alamazken gözlerimi Söyle, sevdalı İstanbul: Ne olacak ikimizin bu tutarsız hali? Hani çıtkırıldım yüreğimde Duvarlar ördüğüm Hani yanık kelamın da sırlarımı İfşa ettiği bir yaz güncesi iken Serildiğim her dize Ve başıma buyruk yazarken hece hece Savrulduğum kadar da s/avunduğum Aşkın sessizliği İçimde yaşarken ben bu şehri ve sevgiyi. Yalnızlığımla bir sen boy ölçüşürsün, yârim İstanbul Küt saçlarında vapurun Taklalar atan bir kuş gibi Gözümü diktiğim serin gözlerinde Aşka erdiğim nihayetinde yanıp kül olduğum Binlerce titrek yeis için için Sayıp söverken ismimi Söyle nasıl bir araya gelecek iki yakamız? Ben ki elimde gemici feneri Sen ki; aşkın nakkaşı Nihayetinde yüreklerimiz iken yalnızlığın naaşı… Belki de bir su küresi Boca ettiğimiz miskin satırlar Elim sende deyip de gözlerimi uzaklara kaçırdığım Aşk dolu bakışlar Elbet bir tek Yaratan tanık bu masala. Piri iken özlemin Sehven de yenilmedik mi biz her mevsim? Varsın çapulcu imgeler de ıslıklasın bu aşk masalını Bilsinler ya da bilmesinler Aşkla erdik biz hidayete. |
Kutlarım.
Sevgi ve saygılarımla.