KADER HANIMIN YANILSAMALARIeskiler derler di de inanmazdım ön teker nereye, arka teker oraya kırk fincan kırkınında kulbu kırık fincan kırk kere açmamış filizi namzetleri kırk birinci de açar mı??? açmadı açmaz da inandım inandım artık yineleyen migren di derim ağrıttı ,koklarken kökten koparttı dalında boynu kırık manolyam açamadan güne küsmüş manolyam kadere kapatmış kapıları kırk anahtarı sol ‘a maymuncuk yalanları dil’e dolasan turunç reçelleri tandan damlatsan arzı endam eden harflerin altından kırk bin yalan ,cümlesi kırılmış can ne baharın goncası ne güzün kardeleni hepsi heybemde hüzün kader hanımın yanılsaması ayna düştü kırıklar arası can kesikleri yürüdü uyandı uyandı artık kan’sız ,can’sız yanılsamalar her bir kırık ayaklandı ete kemiğe büründü bir de omurgasız omurgasız döktü eteğinde ki taşları bir de utanmadı bakla falı baktı yalanları bir bohçacı esmer kadından çaldı da bir ipe un serer gibi dizdi ben şaşırdım mı ??? kader dedim kader hanımın yanılsamaları ben yine yeniden yanılsamaların içinde can kırıklarını büyütürüm de bir de manolyam açsın diye beklerim çocukluk işte içimde hiç büyümeyen ağlayan bir kız çocuğu var sadece dizleri yaralı değil yara atardamara sıçramış her soluğu bir ah’a gebe her harfi bir piç çocuğu peydahlar her cümlesi ferman her noktası idam sehpasına tekme yanılsamaydı işte kader hanımın arzı endam eden yanılsamaları Sibel Karagöz |