Birkaç Küçük Soru
Üstümüzde nazar mı var
Düşer dururuz Biz ölmeden çözülmez mi bu kara sihir Vuslat gemisiyle seyri düşte görürüz Bu kaçıncı demir alma Kaçıncı tehir İskeleden güverteye bir haber uçar Fırtına kopacak derler keyfimiz kaçar Her vuruşta gövdemizde bir delik açar Her dalgası boydan aşar Çıldırır bahir Bizi herkes böyle bilir elin sabisi Hatır kırsa döner kalır bizim gibisi Köpürür keder ırmağı artar debisi Mahalleyi sel götürür Göl olur şehir Dokunma alsın hırsını bunu saymayız Vursun yarsın kafamızı acı duymayız Biz birine yâr demişsek gönül koymayız Tut ki dökmüş kanımızı Eylemiş nehir Çıkıp endam eyledimi kor dudaklımız Saçlarını salladımı oynar aklımız Herkese aşikâr olur gizli saklımız Bizi rezil rüsva eder gözleri mühür Biz ki sevda türbesinde çile çekmişiz Kaldırmış dünya varını göle dökmüşüz Giymişiz demir çarığı yola çıkmışız Dost köyünde bir kapımız bulunur zahir Gönlümüzü teslim alır bir müşfik hande Göğsümüzde en dağlıdır taşırız tende Eşiğine kul mu lazım yaftamız bende Elimizden her iş gelir Adımız mahir Bunca yılın çerçisiyiz tartı tutarız Varırız can pazarına alır satarız Yıkılırız avlusuna postu atarız Sevgilinin taş yüreği yumuşar ahir Dil döker razı ederiz zülfü siyahı Kusur bizim Mevla bize yazsın günahı İmamı şahidi neyler gönül nikâhı Tenimiz yüz görümlüğü Canımız mehir Kalbimizi köşk ederiz Bilsin yeter ki Kırk sene açık tutarız Gelsin yeter ki Yoluna baş koyduğumuz gülsün yeter ki Açılsın Zühre’nin gülü Kurusun Tahir Sana birkaç küçük soru söyle beyzade İnsanı ne deli eder aşktan ziyade Hangi yarayı sağaltır bir yudum bade Baldan ayrılır mı dostun sunduğu zehir |