Sesinle Sarıl
Yağmur yağıyor.
Islak kaldırımları avucluyor adımlarım seni yitirdiğim sokaklarda.. Suya düşen hayallerimde arıyorum senli hatıraları.. Bak unutmadım sevdiğini yağmurlu akşamları. Ellerini dünyalara değişmem dediğim gözlerini unutmadım. Lakin sesini özledim. Merhaba deyişini. Ne bileyim işte ağzından çıkacak öylesine bir cümleyi. İsmimi telaffuz edişindeki huzuru bulamadım ıhlamur kokulu sokaklarda. Paslı duvarların süsü hanımeliye yasladım huzursuzluğumu. Kimsesizliğimi nefeslendirdim kurtlu kiraz ağacının altında. Dert ortağım can eriğim! martın on beşı kış on beşi yaz diyenler kandırdı bizi. Bende senin gibi vakitsiz düştüm sevdanın kuyusuna. Mecalim kalmadı Allahım Benide bu dipsiz kuyudan çıkaracak kervanı gönder. Sultanlıkta gözüm yok. Sevdamın kölesi olayım yeter... Yüreğimdeki yangın ne kadar büyük olsada. Boynum o kadar kıldan ince ilahi kudretin karşısında. Hayırlısı değilmiş demek teselli etmesede benliğimi.. Hayırsızdı demeyi de hak etmiyor yaşanmışlıklar. Ey yar.! Ya ben çok geç geldim bu diyarlara yada sen vakitsiz gittin. İşte ben bunu bilemedim. Bildiğim tek şey herşeye katlanışımın ardında. Bu kahreden sensizliğin sessizliği sızlıyor parmak uçlarıma kadar. Sana dön demiyorum. Beni sev diyemiyorum. Nolur bir gece. Ne olur bu gece. Rüyama gel. Benimle konuş. Sesinle sarıl... Ergin Kundakçıoğlu |