Ceylân Gözlüm
Ceylan gözlüm...
Bir bebeğin anne kucağıyla ilk buluşması kadar huzurlu bakışlarından mahrumum.. Avutamıyorum artık içimdeki çocuğu... Teselli vermiyor gönlümün göğündeki uçurtmalar.. Sensizliğe gebe gecelerin sabahına mahkumum.. Tutuldum.. Unuttum senden evveli herşeyi. Hani o çok bilmişliğim varya. Kahve ertesi bakışlarına gömdüm.. Dirildim dirildim öldüm. Ve sanki sene millattan önce bilmem kaç... Ateşi ben buldum ceylân gözlerine her bakışımda.. Tüm dünyayı dolaştım. Denizlere açıldım. Yunuslarla yüzdüm. Kuşlarla kanat çırptım tâ uzaklara. Geldim Anamın sıcacık kucağına sarıldım. Sarıldım. Sarsıldım.. İçimde sen. İçin için sen oldum. Toprak kokusu gözlerine her bakışımda. Takvimler başladı yeniden. Mevsimlerim şaşmış Günler karışık. Zamanın bi köşesinde unutulmuşum sanki Eylülde lapa lapa yağan kar. Ocakta ateş böceklerini kovalayan çocuklar Bir mayıs sabahı döküldü tüm yapraklarım Ağustos kapıdan baktırdı Aralığı bekledi kumrular Allak bullak bütün dünyam bir bakış aralığın Ne havaya Ne suya Nede toprağa İçime düştü cemre.. Ceylân gözlerin düş/tü tüm benliğime.. Ve ben Allah’a bir kez daha şükrettim.. Bin kez daha şükürler olsun rabbim Şahidim mucizene... Ergin Kundakçıoglu |