Özlem
Özlüyorsun değilmi o eski sevdaları.
yanık türküleri. kitaplar içinde kurutulmuş gülleri. atmaya kıyamadığımız mektupları. sevdasına sadık keremi. leyla için ölmeyi özlüyoruz değilmi... Zindanına düştüğümüz çağın paslı parmaklıkları arasından bi ışık gibi sızmaya çalışan sevgini görüyorum. görüyorum sen ve içinde biyerlerde büyütmeye kıyamadığın o küçük kızı... Laleli bahçelerde koşuşturmak istiyorsun. salaş bi evin arka bahçesinde papatyalardan taçlar yaptığını hayal ediyorsun saçlarına. içindeki küçük kıza sarılıyorsun uyumadan önce. her gece tüm dünyayı kurtarıyorsunuz aynı masalın içinde. her gece. ve her gece. Elinde bir bardak çayla gökküşağına boyuyorsun bütün sokakları. yunusun sarı çiçeklerinden dikiyorsun ankaranın taşlı yollarına. peki sordun mu sarı çiceğe bu kadar kötülük niye niye... her köşe başına kuş yuvaları kuruyorsun rengarenk. ÖZLEMle DENİZlere açılıyorsun tüm kötülerden kurtulmak için. pencere önü bir bardak çay içimi meğer ne çok şeylere gebe... Mektuplar yazalım hadi. yardım isteyen şişeler bırakalım geçmişten denizlere. içimizi yakan çağın susuz kalmış yürekleri için dönsün ferhatımız. ya musa gelip bölsün bizi ortadan ikiye. ki; kim iyi kim kötü bilelim. yada asasını versin kendimize yeni bir yol çizelim. bunca kötülüklerin içinden çekip gidelim. sen yinede o küçük kıza iyi bak benim için. beyaz kurdeleli saçlarından düşürme ellerini. zaman alıp götürsede bedeninden dirhem dirhem. yüreğindeki o küçük kızı büyütme. sen aslında o sensin. kalın. daima. sevgiyle. |