BİR NEHRİN BİYOGRAFİSİ
Antik adı İris’tir, Kösedağ’dan çıkarak;
Karadeniz’e doğru akıyor Yeşilırmak! Bir kolu Kelkit çayı, diğer kolu Çekerek; Suyunda çayır çimen kokuyor Yeşilırmak! Yolculuğu başlarken dağın karlı yerinden, Dağların arasından, vadiden ve derinden; Yatağına serilmiş taşların üzerinden; Kınalı kuzu gibi sekiyor Yeşilırmak! Almus’tan kanallarla tarlalara göçüyor; Durulmuş sularında hayvanlar su içiyor; Tokat topraklarından süzülerek geçiyor; Canik dağına doğru çıkıyor Yeşilırmak! Dağda debi yüksektir, coşku vardır huyunda; Çaylar demini alır, sohbet başlar kıyında; Şehzade evlerinin yansıması suyunda; Amasya’dan tarihe bakıyor Yeşilırmak! Onu başka ırmakla bir tutmam mümkün müdür? Tüm yanmış yürekleri soğutmam mümkün müdür? Altmış sekiz selini unutmam mümkün müdür? Önüne ne çıkarsa yıkıyor Yeşilırmak! Ayvacık dağlarında iki kez gem vurulmuş, Yılkı atı gibidir, yoruldukça durulmuş. Dört bir yanı yeşilden ormanlarla sarılmış; Baraj kapaklarından şakıyor Yeşilırmak! An olur su kesilir, Mersin Balığı suda Çırpınıp duruyorken, balıkçılar pusuda Kimine nasibini suda buldurur Hüda Hüda emrine boyun büküyor Yeşilırmak Sekiz köşe kasketli bir yar sever el alır, Ayrılık acısını çekeni ecel alır; Bulut ağlar, yer ağlar Çarşamba’yı sel alır; Türkülerle kalpleri yakıyor Yeşilırmak! Kimi zaman coşarak, kimi zamansa dalıp; Çarşamba’yı ortadan iki yakaya bölüp; Coşari mazisinde bir ömür boyu kalıp; Suyu Çaltı Burnu’ndan döküyor Yeşilırmak! 26.05.2020/Samsun İbrahim COŞAR |