Çal Karası
Tütünün dumanında serseri buğu
Hayalimde bir kadının yok oluşu Frenk şarabından bir yudum gibi Kumsalda girdap ve yakamoz ışığı İzmire düşen alaca mehtaplı gece Serseri martıların hoyrat türküsü Sardunyalı balkonların şavkı hece Efkar baskınında çınlayan türkü Ege kıyısına serpilen safir rengi Gözleri turkuaz ırmaklara damla Şair unutulmuş sözün son harbi Maviye bir de dokunma kanıma Şarap dokundukça değişir tonu Fırça kızıl,ressamın pastoral sonu Dokunma zihnime gece zifiri kara Körfezin bağrından gel kollarıma Musalla taşına yazılan hikayem Uykusuz viraneye harabe oldum Şarap acı gelir çal karası bulayım Üzüm bağlarına uzansın düşlerim Poyraza fısıldayan eski yamaç Egenin eteklerinde kekik başa taç Zeytin yamaçlarından düşen hece Yağmurlara kokan topraklı gece de Eski Beyaz taşlar göğe merdiven Antik harabelerde bir esinti zakkum Şair ve romantik melankoli tiyatrosu Eski tanrıların kentinde yollar tozlu Gel unutulmadan gel kollarıma Varalım buz gibi akan şelalelere Sarhoş olalım çal karası bağlarda Gel kekik kokan kızıl rengi vadilere ... |