En uzun gece başlarken ufukta kızıl gölgelerle, Mor bir anemon açılmıştı o gün, baharın habercisi niyetine,
Ak bir koyda gümüş ışıkları ile doğmaya hazırlanırken ay, Gökyüzü pürüzsüz atlas, gecemavisi eteğinde saklı anılar umutlar, Yavaşça gökyüzünden yere dökmekteydi, konfetiler gibi rengarenk,
Gecenin adı binlerce yıldır aynı; ŞEB-İ YELDA Aşka açılan kapıdır bu gece, nam-ı diğer; ‘’Aşkın Bahar Kapısı’’, Cemreler yola çıkmış çoktan nişanesi nergisle, bilinmez dünyalardan,
O GECE;
Muhteşem bir kadın hayali yürüyordu kayar gibi ak bir kıyıda, Narin ayaklarının bastığı her yan bembeyaz köpük, dalga dalga sevda,
Duyguları kırk kat örtüye sarılı kalmış ruhsuz bir bebekti eskiden, Bir Fatihe yenilen kalbinin tam üstünde eli, geçmişi düşünürken,
Metamorfoz sancılarının acısı hala sürüyor, belli hüzünlü halinden, Sevginin güzelleştirdiği özel bir kadın o, aşkın aşka eş seçtiği,
Kırmızılar içinde mistik bir tanrıça; Aşkın Şah Eseri,
Sarı sırma saçlarında görünmez rüzgârlar saklambaç oynarken neşeli, Yüzünde açıyor tek tek kırmızı utangaç gelincikler gibi hayalleri, Aşka yakalanmanın mahcup şaşkınlığında hali Umuda açılan bir çiçek; Nazlı Kardelen Bu zamana ait olmayan bir adama ait o, kalubeladan beri, Hiçbir zamana ait olmayan canlardan bir Fatihin ezeli eşi, Tüm zamanlara uyumlu tüm zamanlardan bağımsız onlar, AŞK gibi,
Ömrü aşka adanmış tek Kral o, yeryüzünde, Kaç ömür gelmiş yeryüzüne, kaç kez gitmiş bilmez kendisi de,
Tüm cihanın sevda yükünü kalbinde/omuzunda taşıyor, Aşksa cihanın en büyük sırrı, çözmek onun kalbinden soruluyor,
Elleri demir bir kelepçe, en çok kendi kalbini sıkıyor, Kırmızılı kadını kaç ömür, kaç aşk aradığını sadece o biliyor,
Gece yavaş yavaş ilerlerken binlerce aşkın ışıklı ayak izinden, Saman yolunun yıldızları aşkaşk taşlar gibi sıralanıyor, gökyüzünde, Gecenin mavi/mor sisleri hülyalar savuruyor, aşkın bahar gecesine,
Beyaz bir mermer oda, titrek mum ışığının şavkında, Kırmızılı tanrıçanın kalbi çırpınmakta, aşk arayıcısının avuçlarında, Gözlerinde yaşlar parlarken bereketin adına eş, Yüreğiyle sesleniyor aşkına, suskun dili,
Ey binlerce yıllık aşk rüyam, anla anla artık sevildiğini, Sen ki aşkın simgesi, ağlatma ağlatma beni/aşkı ki, Aşk egemen olabilsin yeniden dünyaya, Ne bu güzellik rastgele verildi sana, ne de bu akıl, Anla anla artık güzel kadın, sen aşksın, Sen bu canın/fatihin binlerce yıllık arayışısın, Kötülüğün kol gezdiği dünyada, aşkın adısın
Onlar tek ruh olunca Şeb-i Yelda da, kıpkırmızı bir aşkla, Aşk yeninden doğar o gecenin sabahında, binlerce umutla
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.