Utandım!
Utandım!
“Dost” diyerek sarılan, can insanlara, İlgisiz kaldığıma, ben çok utandım, Rol yaparak güldüğüm, tüm cananlara, Duygusuz olduğumdan, ben çok utandım! Babası yatalakmış, habersiz kaldım, Kardeşi de hastaymış, perişan oldum, Duygular alt üst oldu, yaşlarla doldum, Destek olamamaktan, ben çok utandım! Müslümanlık tavrımı, sorguluyorum, Komşusu aç olanı, kurguluyorum, Kur’an ilkelerini, vurguluyorum, Anlam bulamamaktan, ben çok utandım! Dertliyi hiç görmedi, zalim gözlerim, Uymadı hayatıma, asla sözlerim, Gerçeklerden bî haber, bütün özlerim, Cürümlere hatama, cidden utandım! Eğilmedim canlara, bigâne kaldım, Laflar ürettim çokça, sözlere daldım, Yapmacık tavırlarla, melali buldum, Boşa geçen ömrümden, ben çok utandım! Bu değilmiş insanlık, hele yârânlık, Faydalı olmaktadır, asıl şâdânlık, Yaratılanı sevmek, işte insanlık, Kaybettiğim değere, ben çok utandım! Dostumun sözlerinden, hisseler kaptım, Manidar gözlerinden, dersler çıkarttım, Hemen kendime geldim, özüme baktım, Tüm aymazlıklarıma, cidden utandım! Közüm ateşlendi de, derinden yanar, Rabbim gariplerine, dermanlar sunar, Merhamet damarları, yürekten kanar, Şefkatsiz ahvalimden, ben çok utandım! Ben de; “insanım” diye, dolaştım durdum, Dünya için habire, dalaştım durdum, Yaklaştıkça kabire, gerçeği gördüm, Manayı kaybetmekten, ben çok utandım! Kıyafetine baktım, öze inmedim, Asıl ihtiyacına, naza inmedim, “Benden değildir” dedim, destek sunmadım, Yaptığım hatalara, ben çok utandım! Kazım Öztürk (ÖZTÜRKÇE) 19 Haziran 2020 |
kaleminiz susmasın..................