İhtiyar
Seksen yıllık bir ömrün izleri kazınmış yüzüne,
Bükülmüş beli sanki ince bir dalmış, Bir gece karanlığı çökmüş de gözlerine İçinde ne bir ümit ne de bir şevk kalmış, Ağaçsız zirveler gibi başı, Yamaçlara kar yağmış, Her adımda iniltiler kopuyor Bedenini sanki dikenler sarmış, Boğuk bir ses, yıpranmış hançeresinde ; Sorar, elinde dünden ne kalmış? Zihinde sadece pişmanlıklar! Ve gençliğe hala özlem duyarmış, Yıpransa da beden, gönül en fazla otuzundaymış, Aynalar, o acımasız aynalar Her randevuda insafsızca sorgular Yalanları doğrularken yalanlar Vicdan hep sessiz kalmış Ve görmüş ki hakikat penceresinde, Zaman kısa mekan darmış, Anlamış Hayatın hengamesinde Ölüm gerçek, Dünya yalanmış, Bu dünyada gülmeyen ihtiyar, Duam o ki olasın, diğerinde bahtiyar.. |