Yok mu Çare?
Kanıyorum.
Yanıyorum, Her defasında zamana yeniliyorum. Koşun bulun derdime çare, Ey! lokman hekim yok mu bir şifan. Yok mu ciğerimdeki acıya deva , Düştüm yangınlara, kor oldum hara dönüştüm. Görülmez acının için de, kalbim aklımla savaşta, Bir ses verin yok mu bu derde çare! Yanılıyorum. Günlere dağılıyorum. Çaresizliğin pençesinde kıvranıyorum, Geceden medet, günden sabır umuyorum. Eli kalem tutan,kitap okuyan yok mu bu derde çare, Bağrımda yokluk kol geziyor. Solum sağından igreniyor, Ruhum bedenime düşman. Ey ! İlim irfan sahibi zatlar yok mu bu hasrete çare! Candayım. Canandayım. Iki çift gözün rengine körüm, Ecel kulağıma soluğunu üfürür. Izin vermeyin Azrail’e, açık kalacak gözlerim, Bir tutam ümidin eşiğindeyim. Vuslatın kölesiyim, Ey! Efendiler, beyler lâl dilime yok mu çare! Figandayım. Dara düştüm, duyulmuyor çığlıklarım, Içimdeki dehlizlerde kayboluyorum. Gözlerimdeki ummada boğuluyorum, Duyun, duyurun yana yana kavruluşumu. İsyanım alın yazıma değil, beşerî buyruğuna. Ey! Yoluna İman Aşkın’ı koyanlar yok mu derdime çare! Kırılıyorum. Yitiriyorum benliğimi,Inciniyor umudum, Feri sönüyor gözlerimin, kalmadı bir nefeslik dermanım. Bedenimde dayanılmaz bir ağrı,pusulasını şaşırmış özlem zapt ediyor, Tutmuyor dizlerim, sabırla dayanan yanım yorgun. Kaybettim gücümü, sıla çağırıyor gidemiyorum, yakarışlarla sesleniyorum. Ey ! Yüce Rabbim, yok mu kavuşmanın çaresi! Bir Anne feryadı! |