İzledim..Bir keresinde nepal dağlarına çıkmıştım İçgüdümün verdiği tanıyla Varlığının başlangıcına yabancı olan o Geçmiş yüzyıllardan bir Serenat gibi hoyrat ve çırılçıplaktı Toprağın zerreciklerini insan oğlunun Üzüntülerini lekesiz üzüntülerini katıksız Şaşılası bir mezhebin son belirtisi gibi Benim onu uğursuz ucubeler diyarında Tuhaf insanlar dalgalarıyla ve Kendi uçarı renginin kokusu ve dağ gözlü Rengarenk dalgalı gök ardındaki Hışırtısı deli ediyordu garip şarkılar eşliğinde Sonra mum yaktık üç gün boyunca Beklemeye değermi yarın bilmiyorum Bana sormayın nereye böyle Yalan ırmağının sesleri ve sözlerin ruhları akisleri kayıtsız Ebedi hayatımızda şekil ve renk tonu Ruhlarımızın parçalandığı o sakin göğüste Sevdiklerimizi bulacakmıydık Hayatımızın iki yakası sonsuzluğun ardında Yas tutmanın ötesinde bulamayacağız Bu yaban kargaşa düzeninden uyandım Her lahzası yüreğimde Ve varlığımı çağrıştıran seslerin yükselişiyle Yarı uykulu iken uzaklığımdan Sabahın seherinde seslenişi ruhumun sesiydi kesin. Birden beliren çivit renkli mavinin uçlarına Basa, basa, inerken dik yamaçlardan Ayrılıyorduum artık karabasanlardan Hiç gelmemiş hiç gitmemişler Silkelendim zıtlıklarımdan hafifledim Bir daha gitmemek üzere İşığın yolunu izledim Mustafa Yaman 03 mayıs 2020 |