Firdevs Cennetine
Sel gibi akan yılların
Yürüdüğüm yolların Sonu gelmeyen filmlerin Sürükleyici romanların Vazgeçilmez sevdamın Başka meziyetleri olmayan Yalnızlığın saltanatında Uzak diyarlardan Sensizlik dem vuruyor Derin kuyulara Kalbim İçimde biriken ümitleri Geceyi gündüze Gündüzü geceye Zehir etti Yaşarken yokluğunla Gölümde biriken kıvılcımlar Toprağa atılan tohumlar Sineye çekerek büyür sancılar Alevler püsküren vücudumda Yanar uzuvlarım Kül olur umutlarım Bir çift gözün elinden Denize bırakılan Oltaya takılan balıkların Hoyrat sessizliğin Uğurlanışıdır Bir serçe esintisinde Işıl ışıl parlayan yüzümde Akıl almaz Sonsuz nimetlerin Uçsuz bucaksız Pak denizlerin Hastalığın Kederin Kötülüğün Hasedin Kıskançlığın Nefretin Üzüntünün Zerresi dahi olmayan Ve Neşenin bol olduğu Firdevs cennetine... |