MİĞFERİMDEN SIZAN KAN...Bir sözcüğü yüklenmenin verdiği o aczi yet Miğferimden sızan kan belki de… İçime çektiğim her sönük feri Yâd edip aşkın titrinde kayıtlı feryadı Muştuladılar bir kez çocukları İskarpinleri olmayan bedenlerin ayak sesiydi Ölümün ta kendisi Zulme delalet bir boş vermişlik Hakkaniyetin yittiği zamanlardan geliyoruz Aşkın baltalandığı Elinde satırla masumiyetin yuhalandığı Yetmedi bir kör döğüşünde Tarafların taraf tuttuğu o tribün ki: Hep de seyirciye oynadığı münafık ve zalim. Bir türbülansın sarmalında inatla direndim de Aşka sadık bir neferdim de ne mi oldu? Önce ağırlandım dost meclisinde Lakin insan eti ağırdı madem Matemimi sahiplenip ne zamanki pay ettim En çok sevdiklerimle Elbet kapıydı işaret parmağının ucundaki O kavis. Hani şehla gözlerinde sevginin Hani kürediğim aşkta Tabi olduğum ihanet ve ihtiras Dönendim durdum kabrimde Ne ölüydüm ne de yaşadığıma kani Sevici çığlıklar duydum ardımda Tefe koydukları sefil yüreğimle Ait olmadığım bir dünyanın da son dansına kalktım Mahcubiyet yüklendiğim Katıksız saflığıma binaen Araf’ta dolanan varlığıma hitap eden Sadece meleklerdi. Rabbime emanetimle canımın çıkmadığı Canımdan can bildiklerimin Cam fanusa sığdığı bir iltimas Elbet düş fakiri insanlar Yetim mizaçlı şiirleri ve çocukları… Yetmedi kanadı kırık mazlumu da sevemedi, azizim: Benim sevdiğim kadar matemi ve evreni Sehven yenik düştüğüm her davada Mücbir sebeplerle taviz vermediğim her çıkmazda Körüklü acılarım Yangından son kurtarılacak da bendim üstelik. Açığa alındığım insan pazarında Kölesi değildim işte nefsimin, iblisin Kayda geçtim bir bir Kaybolup da tünedim en yüksek rakıma Aşkın hizasında boyumun cetvelle tırtıklandığı Falakaya yatırılan düşlerim Teninde ölümün pembeydi çehrem Saflığıma mil çeken sayısız gölgeye Düşen perçem İşin aslı derviştim zamanının gerisinde Elimde heybe Sakladığım mazim Kopup da gelen dünden Yaralı ömrüm ve şüheda düşlerim. Baltalandım Sapmadım yolumdan lakin. Düştüm Kalkmasını da bildim Ne zamanki el verdi Rabbim: Minnet etmediğim gölgem ve gölgeliğim… Sönmedi asla içimdeki ışık O kör nokta ki Şafağa kadar açıktı içimdeki ayna Görmek değil Göstermekle mükellef bir yeminli nefer İhanetin zaferine itibar etmeyen Kimin gözünde süklüm püklüm bir asalak. İhya ettim kalbimi Teyakkuza geçtiğim her düş vakti Oyulsa da gözleri gördüğüm gerçeklerin İsabet eden elbet kalp gözüme İtibar etmediğim yeryüzü kanunları Düşmedim de kapılıp yerçekimine Umudumla direndim Aşkın hükmünde küreyen illa ki yaralı mevsimdi Elbet azat edilmediğim kadar İnancım, kutsalım, sevgim nasıl da aşikâr. |
Yetim mizaçlı şiirleri ve çocukları…
Emeğinize yüreğinize sağlık Gülüm Hanım, öyle içten öyle samimi ki yazdıklarınız, sadece okumakla olmuyor düşünmekte gerekiyor yazdıklarınızı, bir şair için önemli olan da bu olsa gerek, okur okudukça şiirin içinde kaybolmalı, düşündükçe kendinden bir şeyler bulmalı, bu da sizin şiirlerinizde ziyadesiyle var
Hayatta en büyük fakirlik ümitsizlik olsa gerek, o yüzden ümitlerimizi hiç kaybetmeyelim, varsın yetim kalalım, ama içimizde ki çocuğu hiç öldürmeyelim
Beğenerek ve imrenerek okudum, canı gönülden kutluyorum sizi
İnancınız ve sevginiz hiç tükenmesin
Sağlıcakla kalın
Selamlar saygılar efendim..