HANGİ DAĞIN PERÇEMİYDİ SAHİ ŞAFAK?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kibirli bir düşün elasıyım ve sükûn dilediğim ömre binaen sağanağın minvalinde bir kekremsi hece adeta içimde infilak eden geceye duyduğum minnet ve acıların ehli bir söğüt dalı ve işte mahkûm edildiğim kadar mazlum yüreğin sancılandığı şafağa müteşekkirim az sonranın istikametinde bir beyit kadar kısa olmalıydı belki de sonsuzluğa mal ettiğim hüzün reçetesi.
Bir karambol adeta: Mayasının tutmadığı ömrün Devrik bir cümlede tüten hüzün gibi Yarıladığım yolda Yarım yamalak bir tebessüm belki de İşinin ehli idi içimde saklı tereddüt Kopan küçük kıyamette asılı bir kıvılcım Zamana hükmeden kaderin tecellisi Elbet sarkıttığım kadar tırmandığım da gerçek Hangi dağın perçemiydi sahi şafak? Sözcükler isli göğün amblemi Kıyama durduğum bir müsvedde Silip de baştan yazdığım bir özetin ilk hecesi Uzağında kalmaksa mutluluğun Hicap eşiğinde içimde tümlenen Bir nakavt ise mağlup olan günün dengi Sarmalında bulutların Bayrak açtığım bir hürmet ki Kendimden mütevellit kayıp gölgem Sükûn dilediğim o kabir ki Yaşamakla meyletmek neymiş yarına. Sözcükler nazarında Top yekûn firar eden bir damga Vurguların inkârı Kaydığım zeminde Kendime sunduğum bir ihtar adeta Kavisli yollarında şatafatlı yalnızlığın Bir imge ki satırlar içine sığar. Aşkı hibe eden hangi tebessümde saklıyım? Bir kuşaksa belime donanmış Bir reşit sevinç ise yüreğe ilişmiş Ve vakur sevdam Kanaviçesi mevsimin Duvarlara hükmeden bir sessizlik ki Sağır Sultana ulaşan o aymazlığı varlığın Yetilerin bitiminde Bir yetim ki firar eden ömürden. Cenneti içindeki hulasa döngü Aşkın başat Rabbine yakın Kötüye ırak bir heyecanla Düz duvara tırmanan hangi acıysa Sahip olduklarıma sözünü geçiren bir teselli Yetinmek kadar olası bir hüküm Şükrün eşiğinde gülümseyen her hece Elbet mevsimin ihbarı bir huzmeden doğan aydınlık gece. |
Soluklanmalı..düşünmeli
kendimize zaman vermeliyiz
Esen kalın