SÖZCÜKLER OLMAMALIYDI KABRİM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir sözcüğün mezarını kazıyorum Ve tebessüm yüklüyüm. Az sonra infilak edecek göğün kanatlarında Bir tutkuyum Elbet hüzne dönük yüzüm ve Sessizliği milat edindiğim Orta şekerli bir acı kahve Dinmeyen rahmete de duyduğum şükrün Minvalinde ölümle içli dışlı bir vecize… Her öğün saplandığım. Göğün de kuşandığı bir zarafet Aşkın kılıcı nasıl ki deldi evreni ortasından İki yarım kürede İşinin ehli bir aşk meleği Belki de ölümle sözleşen Bazen restleşen Gaipten gelen bir ses Telaffuzu olumsuz bir hurafe Kanadığına mı yansın cehalet? Kandığına mı inansın ihanet. Bir med-cezir adeta o, Sükûn dileyen esir Asrın kavgası elbet Hüzün kadar bitimsiz bir rivayet Terennüm yüklü cebinde mevsimin Kefenine sığınan bir şiir. Günü b/öldük de töhmete Gece geviş getiren bir esintinin minvalinde Hıçkıran yüreğin de mizacı Kimi zaman öfkesine yenik düşen faninin Dinmeyen rüzgârı Yetmedi mi ömrü ithaf ettiğimiz nefse Son bir darbe de gelsin derinden. Aşkı hicveden her öğreti Masum bir temenniden başka bir şey değildi Elbet içimizde gizli ukde Kaybolmaya biat Bıçkın bir hece Karıp da maziyi imgelere Şiir olmaya meylettik bir kere Nasiplendiğimiz her acı Elbet başımız gözümüz üstüne Mademki kaderin ikramı Soyut bir firardan çok fazlası Ne zamanki yasladık başımızı İnancın kıblesine. Ölümsüzlüğün mucidi miydi şiirler? Yosun tutan yeryüzünde asılı bir kıyım belki de Derdest edilmiş varlığın hicvine Delalet sanrılar: Kırmızı kuşağı nazlı gelinin Ebemkuşağına astığı dizeler şairin Ölümse hükmeden Ölmedik mi sanki defalarca… Sefasını sürmekse cihanın Maviden bir tebessüm mü ırak olan yeryüzünden? Hele ki; Yalnızlığın kabrinde saklı o teselli Mimozaların da adalardaki bahçesi Kıyama durduğumuz her şiir vakti İzini sürmekle iştigal umudun. Aşka ithafken yolculuğun her izi Sevgiden medet ummadan Yaşanmaz ki. Hele ki ummanda saklı Gölgelerden firar eden bir bedende Konuşlu özlemin de sönmez aslı feri. Kuşluk vakti hüzün içtiğimiz Gece oldu mu dert yüklendiğimiz Ay ışığını giyindiğimiz bir hürriyet belki En tesirlisi olsa olsa Nazenin bir şiirde saklı mehtap Şairin kayıp mezarı ise Eflatun bir düşte Atıfta bulunulası yoldaş güneş Demli mizacın da imdadına yetişti mi… Düş kırığı bir yolculuk Meftun geceden sarkan ipe tutunan Bir ayraç hükmünde vardım ben bu sona Nihai gölgemle neşreden bir ütopya Asılı kaldığım her zincirden firar eden Bir fetva Aşkla özdeşleşen şiire de son ikaz Sözcükler olmamalıydı kabrim. Yalın ayak düşmekse yola Azığa çektiğim düşlerin hazan makamı Titreyen sesinde yüreğin ilamı Göğe takılı bakışlarım Bir şiirin de kasveti Kâh umuda kâh acıya bandığım her imge. Bukleleri dağınık işte mevsimin Bir ihbarı var yetim düşlerin: Kaybolan aşk gibi Kaybolan mutluluk Titrek sesinde yalnızlığın Kefen bezine sarılı bir vecize Körü körüne inanıp sevmek senin neyine. Desturu olmadan çıkılmaz madem yola Girdabında özlemin Nazenin fısıltılar gider tuhafıma. Hoşluğun tezahürü bir asa Sefasını sürmek ömrün elbet kaldı başka bahara. |