HAYAL BU YA (2)Bir akşam üstüydü, tam da gün batımı... güneş, portakal kızıllığına boyanmış, denizle asmumanın ufkunu öpüyordu. Güneşin dansına eşlik ederken bulutlar yedi renkli, martılar son pikelerini yapıyordu dingin denize... aheste aheste avuçlarına alıp güneşi, ""haydi, haydi çek dedi sevgili mutluluğun resmini, güneş denize ha düştü ha düşecek"" nereden bilsinki; güneşin kendisi olup; gönül deryama "cosstt " diye düştüğünü sevgili... Çektim gönül selfisini. Çekmesine çektim de; mihrimah cemalinden hicap duyarken semâ, bir ay doğdu gözlerinde, "ilk akşamdan geceden...." Zülfünü gönlüme kement ederken gecenin meltemi, sütbeyaz topuklarını yalayan dalgaları kıskandım. Sessiz çığlıklara; bir offf.. çektim derinden mi derinden... Öyle ya! nasıl haykırabilirdimki aşkı sedamı? "ya büyü bozulursa" Boncuk boncuk terlerken döşüm, sırılsıklamdı yüreğimin avuçları... "Ne güzel kokuyorsun, sokul" derken lebleri; dizlerimde çözülmüş, kördüğüm olmuştu gönül bağım... Ansızın bir yaz yağmuru başladı çisil çisil, aşık ıslatan... Sol elindeki yarım biradan bir yudum çekip, şişeyi kumlara gömdü yarıbeline kadar... Ve; gözlerime bakıp, haydi, fısıltılı bir şiir oku kulağıma şair, doğaçlama olsun, bende de aşk koksun, bu mehtaba yakışır diye mırıldandı... Şiirime eşlik ederken, yaz yağmuru damlaları, zaman akıp gitmişti su misali... İkimiz de farkında değildik sırılsıklamlığın... Tut elimi dedi, "sıkı tut..." aheste aheste sahilden uzaklaşırken aşka göz kırpıyordu şehrin sokakl lambaları. .. Kentin gençleri bize imrenmiş, yaşlıları maziye dalmış gözlerle seyrederken bizi, aldırmıyorduk sırılsıklamlığa... O gece deliksiz bir uyku çektim, ve ertesi gün şu mısralar döküldü dudaklarımdan; ........... Bu sabah gönlü hoş, halde uyandım, İçim kıpır kıpır, sevgiyle dolu, Sanki yeni doğmuş, halde uyandım, İçim fokur fokur, kaynıyor solu, Kalktım yatağımdan, binbir hevesle, Huzurla genleştim, derin nefesle, Bir günaydın duydum, fısıltı sesle, Kalbi güpür güpür, sarıldı kolu. Cemâli mihrimâh, nasılsın dedi, Artık hüzünlerin, asılsın dedi. Busem yanağına, basılsın dedi, Gamzem çukur çukur, öpücük gülü. Döküldü ruhumdan, bir bir kederim, Sanki değişmişti, yazgım kaderim. Demek ki var imiş, aşkta ederim, Serdi tıkır tıkır, sevdaya çulu. Mutluluk dolmazdı, benim bendime, Hayal gördün dedim, kendi kendime, Birkaç çimdik attım, kendi tenime, Dedim şükür şükür, gerçeğin yolu. Gayıptan bir ses mi, aşkı süsleyen? Kenarsız kıyısız, sevgi besleyen, Meğerse cânànmış, beni sesleyen, Güldü fıkır fıkır, Figani kulu. Erdem Gümüş (Ozan Figani) 25.04.2020 İzmir |
Kaleminize sağlık