-Oysa ki dost doğru bir yoldu niyetim…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın nefsin zulmü....
nefsim kurnaz bir tilki gibi ister ha ister kemir’i verir durmadan tüm benliğimi içinde türlü türlü nice entrikalar bıkıp da usandım artık aç gözlülüğünden gittiği yol karanlık çarpık çurpuk ve sisli puslu yığınlarca şaşkın dolu ne baş belli ne son hep karanlık dibi sanki bize yolu şaşırtan bir iblis gibi bu gönül haykırışta ateşler içinde yanarken hakkın aydınlık yoluna gıpta içinde kaldım ağlarken önce hiç konduramadım o görkemli ruh haline kör bakışlı gibiydim yılgın ve mutsuz tıpkı oyuncağı alınmış bir çocuk gibi de mutsuz geçmişin tüm hüznünü kucaklamış bir halde sararıp da solmuş idim vadesi gelmiş bir senet gibi her an karşımda tüm iyi halimi takın samda ne gezer ki anlayan kim oysa ki hal ve haletim hep tornistan dünya nimetleri karşısında ters yüz oldu tüm gayretim derste alamadım günah yükünü senelerce sırtlayarak hiç birbirini tutar mı ki bir doyumsuz tarafından ayarlanan seviye dedim ki o an nankör geçmişimle kendi kendime sen onun istemiyle hiç baş edebilir misin diye niyeti şer menzili şer doymaz ki biteviye dipsiz bir labirent gibi oldu hayatım iki yüzlülüğünden kahpe bir zihniyetin tesirine maruz kalmış gibi diz çöküşte debelenip de durdu ömrüm yüreğimin içinin içi yangınlarının ortasında bir vurgun kurbanı gibi çaresiz gittikçe derine kayboluşun içinde bilincim ömür fitnenin ve fücrün oyununa bulandı bir kere kırılmıştı tüm inandıklarım kuru bir dal niyetine kandırılmışlığın süzgecinden geçip de gidişte geçmişim dur da kal sen o acıyan kötü huyumun eşliğin de ruhi yatıma ferman bulmak geçti bir anda içimden kanım da mı paklık vardı ne gözden akan yaşlara bir bakraç oldu mizacım bir his göğsümden ılıkça içinden içime aka kalırken kurtuluş ışıkları çakarken gözlerime o ölüm kokan yüreğim de ölmüşlüğüm dirili verdi birden hal ve durum ortada ben bin bir kez batmışken belli ki yeni bir limana daha yanaşmıştım o ben değil miydim az evvel omuzu çökük mermi çekirdekleri çok yalamıştı oysa beynimi çok şükür ki Allah’tan korkan gönlüm olmamıştı bana alet günahkar bir bedeni huzura çıkartmamıştı vicdanım Allah’a havale etti yüreğim tüm nankörlükleri bedenimin boyunca da akıttım o yalvaran göz yaşlarımı aptal ıslatan o yağmurunda kalmamalıydım nefsi kendi öz akışının içinde bırakmamalıydım ki i l l a ki ancak o zaman aldanışta acınacak hale düşmemin olurdu bir sebebi sesiz ve ifritçe sinsi kör bir karanlık geziyor yine bu nankör nefiste... AZAP...(Kadri Atmaca) 24.04.2020 |