ULU TANRI'YI TANIRLAR BİR GÜN
ULU TANRI’YI TANIRLAR BİR GÜN
Yüz sürdü kimi, mabete Süleyman’a. Haham dediler, duvara ağlayana. Güya, Dünya bir yana, onlar bir yana, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... İseviler tapıyordu Vatikan’a. Vatikan’dakiler doymuyordu kana. Cihan’da acımadılar hiç bir cana, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... Şeyhler cennetleri ediyordu hibe. Müslüman ahlakı da vurmuştu dibe. Sonunda olan oldu, kapandı Kabe. Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... Her üç din de önem verirdi Kudüs’e. Herkes çıkarırdı kendine bir hisse. Yüzyıllardır böyle sürerdi hadise, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... Dünya’yı hep sömürürdü siyoncular. Onlara çalışırdı ispiyoncular. Tepeden yönetirken pis piyoncular, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... Kimileri tapar idiler ineğe. Karşı durmadılar bir küçük sineğe. Köle olup ta döndüler bir bineğe, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... Hiç bir salgın bakıp,ayırt etmez ırkı. Beyaz,sarı, siyah!.. Kaldı mı bir farkı? İşte! böyle dönüyor feleğin çarkı, Elbet Ulu Tanrı’yı tanırlar bir gün... NAFİZ TANÇAĞLAR 17 Nisan 2020 Cuma 08.18 Y.Ova / K.Çekmece / İst. |