GENÇLİĞİMHayat romanında muhteşem sayfa, Kader sahnesinde roldü gençliğim Ömür gemisinde serdümen tayfa, Nice ummanlara daldı gençliğim. Bazen menziline gerilmiş yaydı, Bazen doludizgin koşturan taydı. Sevgisi sınırsız, aşk doruktaydı, Arıydı, petekti, baldı gençliğim. Avcı iken bir ceylana vuruldu, Hüküm giydi, sılasından sürüldü, Gönül dergâhında hicran karıldı, Vuslatında sebat kıldı gençliğim. Sevdiği gözünde eşsiz "eser"di. Kimi naz ederdi, kimi küserdi, Seher yeli gibi ılgın eserdi, Bir deli-dîvâne hâldi gençliğim En zorlu müşkile çâre arardı, Mağdur görse hatırını sorardı, Mazlum bulsa yarasını sarardı, Gâh ağladı, gâhi güldü gençliğim. Ser verse de sır vermedi ağyâre, Ezeli yangındı esir illere, Tûran elde hasret çektiği yâre; Turnalarla haber saldı gençliğim. Başbuğ’un ardında yılmaz çeriydi, Söz verince her sözünün eriydi, Dağlardaki bozkurtlardan biriydi, Hâinin hakkından geldi gençliğim. Soylu damarında asil kan vardı, Benliğinde ne volkanlar kaynardı. Bir haykırsa yer yerinden oynardı, Kahpe pusularda kaldı gençliğim. Bir ulvî sevdaydı Türklük sevdası, Bir kutsi kavgaydı vatan kavgası, Al bayrak ki bayrakların en hası, Kaç bin defa kurban oldu gençliğim. Şimdi mâzi oldu nevcivan çağlar , Başına uçuştu bembeyaz karlar, Niyazkâr efkârı sînemi dağlar; Sararıp gül gibi soldu gençliğim. Köksal CENGİZ (Niyazkâr) 01.04.2020 |
Yüreğine emeğine sağlık
Selamlar