Kurbaga Prens...
seni beklemek
yatırıp gozlerimi ekranın griligine gecmişte yazılanlara goz gezdirmek alınganlıkları yanlıs anlasılmaları okurken tebessumler ha geldin ha geliceksin derken oyunlar oynamak kendime sana tanıdıgım süre dolmak uzere br sarkı secmek listeden rastgele rastgele secilmiş sarkıya eşlik etmek ha geldin ha geliceksin diye biraz daha uzatmak hatta basa almak parcayı belkide sadece orda durmus bana bakıyorsundur bakıp gulumsuyor bense icimdeki kıpırtıları dinliyorum çalıların arasından gelen seslere dikkat kesilmiş bir ceylan gibi gelirsin dimi ben dikkatimi kaybetmeden? ben yazdım, ben oynuyorum mu bunu? yoksa repliklerim asırılmısmı ucuncu sınıf bir edebiyat piyesinden kafiyem ölcüm yok bu kuraldısılıktan sıkıldım ama daha sıkıcı değilmi zaten ölçülü yasamak bu hayatı hadi simdi gel... öpülünce kurbaganın yüzü bozulmadı büyüsü anlatan sasırdı dinleyenin kafasının icinde bir merak yoksa bir prenses değilmiydi öpen? yada öpülen prens değilmiydi bir zamanlar? yanlış olanı neydi? neresinden dönülmüştü bu sevdanın u dönüşü yasak denilen kavşak hangisiydi kameralar kaydetmişmiydi bu kural tanımazlıgı bir gun karsına cıkarmıydı hataların? tiksindi prenses bir kurbagayı öpmüş olmaktan kurbaga ise bu tiksintinin farkına varamayacak kadar kurbagaydı işte bıraktı kendini bataklıgının sularına... |