Umutsuzlar kervanı.
yüzleri solgun, bezginler, ruhları yara.
umutsuzlar kervanında bahtları kara. el çekmiş dünyadan, umutsuz bir yolcu. ne başı var bu yolculuğun ne de ucu. denkleştirip yükleri dizilmişiz sıra sıra. kiminin yükü altın, kiminin etmez para. kiminin vur sırtına al ağızından lokma. kimisi püsküllü bela gelmez hiç dara. yürüyor kervan ağır ağır umut yolunda umutsuzlar kervanında yürüyoruz umuda. tükendi artık takatler, hava sıcak mı sıcak umudum kalmadı dostlar yolumuz çok uzak. kaf dağının ardındaymış bizim ilk konak . çıkmaz bir yolda bilinmeze yürüyüşüm. yıkılma sakın, az biraz daha dayan gözüm. elbet en onunda bitecek bu korkunç zulüm . inan daha fazla dayanmaya kalmadı gücüm. açamıyorum ki gözlerimi ben artık öldüm. ölmek o kadar kolay mı be gülüm. ne demek ölmek nasıl ölüyorsun. ne haldeyiz gözünle görüyorsun. görecek hesaplarımız var daha. günahların kadar yandın ha yandın. sen ölmeyi uyumak mı sandın. . . . ismail oral . . . |