SULUOVA .. Oniki Eylül Şehri..
Bir oniki eylül şehri
Suluova !.. Gri,renkli bulutların altında Bir eylül ortası,sessizliğinde Uzaklardan bakmiştım, O gün sana. Bir,bir sönerken şehrin ışıkları Masum rüyaları bölen Gün doğumu gölgelerin Sinsi esintisinde.. Şehrin en kuytu köşelerinde Neler gizliydi,kimbilir... Aniden !.. Puslu sokaklar yırtıldı bir nara ile Yalnızca yoksul evlerin eşiklerine Saatler,sabahın 04 ünde sebebsiz Hepsi birden mavzerleriyle geldiler.. Bir telaş, Sisli gün doğumuna inat. Bir yalnızlığı anlatıyordu çalan sirenler. Karanlığı yırtarak haykırmasaydı Korkunun gölgesinde tutsak o yolcu. Cadde aralarının sisli kaldırımlarında 4 nolu sokak yokuşunda takılı prangalar. Birden çığlığa dönüştü ağıtlar. Ayak sesleri vururdu kaldırımlara.. Zamanlı,zamansız heyecanlarda Tükenen sadece zaman değildi. Yaşanmış ne varsa gölge gibi Uzak ,yakın Atılan her adımda Geçmişe uzanırdı, Her yeni gelen an... Kayboldu o gün hayat, Habersiz, Duyulmaz oldu artık ürpertisi Ümit içindeki yılların voltasında Uzak,soğuk,yalnızlık Hücremde saklı kaldı. Artık esmiyordu rüzgarlar eskisi gibi Özgürlük,özlem Bir avuç gökyüzünde acılarım Gardiyanların sesinde kaybolurdu yankısı Hele bırakıp gittiğim gün var ya !.. Eylül’ün karadut karası dağınık saçlarına. Yarından ümitsiz soğuk,hırçın duygularda Mazgal deliklerinden damlayan gözyaşlarımdı.. Artık yalnız suluova konuşur. Benden sana hatıra, Sakla gözyaşlarımı... |