ÇANAKKALE
Milletimin evlâdı bir destanı yazmaya
Kan, kemik ve et ile durdu Çanakkale’de Gelmişlerdi yurdunda mezarını kazmaya Kesin tapu mührünü, vurdu Çanakkale’de. Kaç devletten toplanmış istilâcı sürüsü Bulaşmıştı hepsine sömürgeci virüsü Milletimin içinden mavi gözlü birisi Yenilmezlik ayarı kurdu Çanakkale’de. Ölmeyi emredince cephedeki kumandan Emri ikiletmeyen nefere kaldı meydan Yürekteki imanı muhkem eyledi Yezdan Çeliğe karşı beden surdu Çanakkale’de. Sade üzüm hoşafı ve yağsız bulgur aşı Bulduğuna şükreden Koca Seyit Onbaşı Kucakladı mermiyi, saydı bir sapan taşı Kızgın top namlusuna sürdü Çanakkale’de. Ya Allah! Ya Bismillah! Diyerek ateşledi Duasını Resul’ün duasıyla eşledi Bu atışla zaferin gelmesini düşledi Düşmanın defterini dürdü Çanakkale’de. Anadolu, Balkanlar, Yemen, Hicaz ve Afgan Bir oldular, birlikten çıkmadı feryâd, figân Adına millet dendi, hepsi oldu tek organ Birdi Lâz’ı, Çerkez’i, Kürd’ü Çanakkale’de. İsmini bildiğimiz birkaç zabit ve nefer Bilinmeyen kaç yiğit, ay yıldızlı kaç miğfer Dualarla anılan kazandıkları zafer Vatanın yarasını sardı Çanakkale’de. O erler ki doğuştan âşık istiklâline Köyündeki çiftini bırakıp helâline Eş oldular bayrağın yıldız ve hilâline Siperleri kabirden dardı Çanakkale’de. Türk Milleti tarihte yılmamıştı savaştan Çekinmezdi uğraştan, çekinmezdi dalaştan Bu kez yine yılmadı hücum olunca dıştan Tarihini yeniden yordu Çanakkale’de. Bin dokuz yüz on beşin on sekiz mart sabahı Toplanıp yürüdüler zalimlerin ervahı Sulara gömülünce zırhlılarının şahı Değişmez hakikati gördü Çanakkale’de. Vatan ve kan azizdir asla paha biçilmez İkisi birbirinden üstünlükte seçilmez Candan geçilir amma Çanakkale geçilmez Fermanını dünyaya verdi Çanakkale’de. Değişmeyen bir şey var: Anadolu Türk Yurdu! Bin yetmiş bir yılında Alparslan mühür vurdu Muhacir ile Ensar ezel sözünde durdu Hakikati haykırdı yurdu Çanakkale’de. -muhacir bozkurt- Mustafa KÜTÜKCÜ 18.03.2020 – DENİZLİ. |