BiliyorumSeninle.. gözlerimi açıp kapatmak kadar vakit geçirmekle, dünyanın olanca zevki sefası arasında bir karar vermem gerekse... hep sen kazanırdın... Seninle.. ömrümün çok uzun ve herhangi bir şekilde sürecek olmasını düşünmekse.. en büyük dileğimdi.. Hep aynı mı görüyordu gözümüz, aynı anlamdamı süzülürdü gözyaşımız... Hep aynı mı konuşur, aynı tadı mı alırdı dilimiz.. aynı mıydı, yürüdüğümüzde bedenimizin aldığı zevk yada yorgunluk.. Hiç mi, bu bardak yarı dolu yarı boş demedik.. Hiç mi, gözünün üstünde kaşın var deyip, tuz buz etmedik kalplerimizi.. Geleceğim, umudum, tuzum biberim gibi sevmek tüm ağırlığıyla el koyuyordu hayatımıza.. Nasılda biliyordum.. iyi yanların, en iyi tavırlarını, bakışını, kalbini.. ne zaman kur yapıp ne zaman kibar olduğunu.. neden yalan söyleyip kaçamak sözler söylediğini.. Biliyordum.. her yeni güne başladığında, ilk duyacağın sevgi sözünü benim söyleyip.. sana, bana ait ne varsa içime, yazıya, başkalarına değil, karşında titreyen sesimle gözlerinin içindeki ışığa bakarak duygu dolu besteler yapıp sana çalıp söylemem gerektiğini.. Biliyordum.. senin memnun olman için gerektiğinde geri adım atıp, paylaşımların ayaklarımızı yerden keseceğini.. sesinin dinlenilmesi gereken muhteşem bir melodi, içininse mutluluğum olduğunu.. Biliyordum.. senin bana ihtiyacın olduğu kadar, benimde sana ihtiyacım var deyip, ellerini daha sıcak, daha sıkı tutmam gerektiğini.. Ve.. biliyordum.. Hayatının Ben.. Hayatımın Sen... olduğunu.... Serdar Çiçek -16.01.2005 |