Firari
farzımuhal
Büyüdü gözbebekleri ruhsuz avuntuların Bir kulaç yaklaştı nehir, gümansızlar limanına Okyanusa değecek cesareti olsaydı belki Ağlardı müphem kayalıkların arasından gümrah akarken Katre-i mahremleri sayısınca Issız kahramanlar ülkesinde Çağlayanların reşha anından bahsetmiyorum Zarif dokunuşlarla vaktin ayak izine Türküler yakıldığı günün heyecanı /Sen destan da diyebilirsin farketmez/ Propaganda maviyi asumana küstürür bazen Kırmızıyı Rozaya Kahverengiyi hazana Kalibre yoksunu yiğitliklerden Espiyonaj övgülerinden Sıyrılıp gelir sevdası diline yasaklı Sürgüne iltisaklı şehr-i kahr firarisi Sürek avı gerisi Sabahı çıkarır mı teranesi bu umarsız fısıltıların Kapıyı çalar mı tefarik kokulu bahtiyar yine Miğferinden suladığı çiçeğin tomurcuğunu öper mi asker Renksiz ve soluk fotoğrafını koklar mı yârin Krizantem toplarken kentin hamra bahçelerinden Firari sorar solarken bir çiçeğin penceresinde Güzel günler sıyırır mı peçesini yeniden Farzımuhal |
propaganda ne kadar etkili olursa olsun
mavi mavi olmanın kıymetini bilseydi küser miydi asumana
ya da kırmızı rozaya
ve yalnızca bir renk değildir kahverengi
ölü bir çiçek
kuru bir yaprak
çıplak bir ağaç
savrulup giden her şey belki de
güzel günler
yeniden
belki de