Yok Umuda Veda
Çalkantılı denizin kıyısıyım
Vuruyor yüzüme aheste bir rüzgar Köpüren sular, kayaymışım misali yalıyor yüzümü Öpüşün silinmiyor dudaklarımdan. Ruhuma çöken hüznün, parmaklıklar ardından bakan mahkum gibi, çaresiz. Esir düştüğüm hayalinde yaşatıyor beni, özgürlük düşü kuran yalnızlığım. Yaban ekmek dahi tat veriyor damağıma, gülüşün gözlerime gark olunca, Seni sayıklıyor; Şahidim gaz lambasından öte değil, dilim köhne bir vapurmuşcasına. Garip hayallere dalıyor, gözümden dökülen son umut çırpınışına gebe düşmüş çığlıklar atarken yüreğim. Seni bekliyor umutlarım, son gelen yük gemisinin çığlık atan pervanelerin arasında, Ve bir dalga daha yapışıyor dudaklarıma, Yine yoksun, poyraza dönen rüzgarın son ışıklarında. Ürperiyor, ürpertiyor halatın gergin bekleyişi gibi, Ha koptu, ha kopacak, bedenimin ıssız kalmış, son bekleyişinde. Gökyüzü bulutlu, belki de yağmur yağacak sabaha Belki hiç göremeyeceğim, yağmur düştüğünde saçlarıma, Mermi gibi vızıldayacak, yüzüne son defa dokunduğum avucum sızlayacak, yağmurla Belki deniz yükselecek sabaha, yoluna yürüdüğüm bu ayaklar, yok olacak. Donacağım, kim bilir... Ve ben, sadece sana atan yüreğimin duruşuna ağlayacağım, son defa. |