EMMİOĞLU
Bizim emmioğlu bir itibar-ı paye kimse onu tanımaz
Anlatsam kelamlarla şanını, dillere sığmaz Her elinde maharet, her şeye vukuf ve kifayet İşinde pek ehil, erbap ve onda sonsuz ehliyet Bir gün evvel tapar, bir gün sonra bakarsın karalar Dünyayı mabet hariminden bağlar, rasat kulesinden sallar İnsanlığı hep kütük ense, kubbe göbek ortada dolaşır Akıp giden hayatı alın tersiz kazanır Yarı alafranga, yarı alaturkadan zerafetin timsali Bulutlara değen kafayla zannedersin tevazünün misali Zerre bilgi çıkını, düşünce gevişi ve geçer akçe onda Eli oynaşta, gözler ise hep servet ve konforda Tekke kutsiyeti ile işine gelmeyeni bertaraf eder Ona hayat hep güzel, yiyip içip boşda gezer İçi servet hırsıyla yanan koyu kırma cahil Kendi vicdanını hançerleyip, menfaat mabuduna katil Vatanperverlik kulelerinde hadsiz hesapsız ahkâmlar Haysiyetin mecali kalmamışsa da insan konuşmaktan ar duyar Ömür sürüyorsun bi-haber günün beyhude dağdağasında Sen alemden habersiz, çokları sefaletin katında Benimkisi garezden mücerret bir iddia değil işte ispat Gören göz için ortada içi kof bir hakikat Onu medh edip mest etmek değil bana kâr Doğruyu söyleyip gerçeği sunan olmaz sana yâr |