BU ŞEHRE, BU LİMANA SON BAKIŞLARIMBen, bu şehirde doğdum, bu şehirde yaşadım, İlk sevincim, ilk üzüntüm, ilk aşkım hep burdadır. Seni, bu şehirde tanıdım Gözlerinde, onun havası, Yüzünde onun çiçeklerinin rengi, kokusu vardı. Ondan başkası anlamazdı sevgimizden; Yağmuruyla sevinirdik, güneşiyle sevinirdik, Yaz-kış kucaklardı bizi bu şehir, Hem, halden de anlardı... Seni, bu şehirde öptüm ilk defa, Vapurlarında dolaştık, kırlarında seviştik, Çiçeklerinden topladık, Bu şehir, bizim gibiydi. Bu limanda hiç gözüm yaşlı dolaşmamıştım, Bu gemiler, böyle gidelim demezdi bana. Ay ışığında türküler söylerdim bu limanda, Ay ışığı ve sesim böyle titremezdi... Bu liman, gündüzleri aydınlık olurdu, Hiç durmadan motorlar gelip geçerdi, Seninle büyük gemiler beğenirdik, Güneş dolardı içimize kış-yaz. Köprüde, balık tutardı insanlar, Kâh, Haliçten bir duman dağılır, Kâh, Sirkeciden kalın bir düdük sesi, Bu liman, gündüzleri hep aydınlık olurdu. Akşamları senden burda ayrılırdım, Bir garip gelirdi bu liman, Bu ışıklar bir dertli gelirdi bana. Vapurun kalkışı, ölüm gibi çökerdi içime, İskelenin yüzü buruşurdu, Işıklar belirsiz ağlardı Ama severdim bu limanı; Bu şehrindi, bu şehirdendi, Ertesi sabah, yine güler yüzlü, Bizi beklerdi... Şimdi, sen bu şehirden çok uzaktasın, Hem, benden kaçtın. Bu liman, bana yabancı bakıyor şimdi. Bu şehir, sensiz yaşatmıyor beni. Kuşlar susmuş, ağaçlar küsmüş, Kırlar, istemez olmuş beni. Sokaklarında yürüyemez oldum bu şehrin. Adımlarımda, ayak seslerini arıyorum hep, Koluma asılışını arıyorum, Arsız gülüşünü, gözyaşlarını özledim. Sensizlik çöküveriyor içime, Sensiz edemiyorum bu şehirde; Yapamıyorum.... Bu liman, böylesine mahzun durmazdı, Böylesine komazdı bana bu şehir, Bu gemiler, böyle hain yüzlü değildi Ve türküler kahredici... Şu duvar ki, önünde sigaramı içiyorum, Şu duvar ki, şimdi dibine bir damla gözyaşı düştü, Bu rıhtımın duvarlarıdır, Lâf anlar sanırdım bunları, Bu gemilerin sesi beni böyle korkutmazdı Bu halat, böyle ürpertmezdi beni Bu liman, böylesine mahzun durmazdı... Bu, ilk vapura binişim değil buradan Ama bu kadar garipsemezdi içim. İskelenin yüzüne bakamadım, Fakat köprü, böyle titremezdi, Işıklar, bağıra bağıra ağlamazlardı böyle. Rıhtım, bu kadar mahzun durmazdı. Gidip de gelmemek var derler. Bu şehir ki, her şeyini canım gibi severim, Bu şehir ki, her köşesi bin anıyla bağlı içimde, Çocukluk günlerim, gençlik hayallerim, bu şehir Hepsi burada kaldı; Rıhtım duvarının dibinde büyüdü bir damla, Işıklar.... .........Ufaldı..... (1963) Ünal Beşkese |
harika bir anlatım... Dilerim bu hikâyenin sonu mutlu bitmiştir.
Sevgi ve saygılar efendim...