ÇALILI KÖYÜÇALILI KÖYÜ Yozgat merkezine bağlı Her haliyle şirin güzeldi köyüm Mis gibi kokardı taşı toprağı Günde dört iklim yaşardı köyüm. Yüz elli haneydi yetmişli yıllar Kış gelince yakılırdı odalar Kerme dumanıyla tüter bacalar Kışı ayrı güzel yaşardı köyüm Çok alimi vardı çokta cahili Alim anlatırdı topluma ilmi Dinlerdi yediden yetmişe her biri Sohbetle kıvama ererdi köyüm Rahmetli Ali hoca vardı iyi bir alim Hem öğretmen hemi hoca hem hekim Hastası olana olurdu hekim Gönülde şifaya ererdi köyüm. Kimleri yoktu ki saymakla bitmez Her mesleğin erbabına güç yetmez Kışın Eyip onbaşının üzümü bitmez Az ikramla tatlı sohbet yaşardı köyüm. Dilbar’ın Mehmet’ten Deli Osman’ın hacıya Seçim yapılırdı muhtar olmaya Kaybeder Mehmet emmi umut sonraya Bir sene tantana yaşardı köyüm. Aşağıdan carı yukarıdan boru Lakaplar çok idi Amcam da Osdu Kimsede kızmazdı işin doğrusu Hoş görülü dostluk yaşardı köyüm. Gavur hacı vardı Sadığın Hacı Bilmiyorum ona kim koydu bu adı Sadık usta, Osman kâ onu arardı. Onlarla kahkaha yaşardı köyüm Emin hoca;Sadık ustaya kibarca, Lafını verirdi hemen ustaca Sadık usta, kalmazdı laf altında Onlarla sohbeti yaşardı köyüm. Kışın odalara koşardı gençler Sırayla arabaşı dökerdi eşler Çorbalara daldığında kaşıklar Tatlı tatlı yarış yaşardı köyüm. Okumuşu çoktu eskiden beri Çoğu Emin öğretmenin eseri Emek ile yetiştirdi bizleri Mutluluğu çokça yaşardı köyüm. Omarkanın Asim namlı biriydi Celal sayesinde ünlü biriydi Sürgün ettirirdi baş hekimleri Yozgat’tada ismi yaşardı köyüm. Şükrü Korkmaz vardı adamdı, adam Köyümüz için çalışırdı durmadan Rahmeti rahmana göçüp gidince Gurbette hüzün’ü yaşadı köyüm. Arif hoca vardı mevla rahmet eylesin Açıkça söylerdi kısmaz dı sesin Kayseri de ünü namı değerdi Arif hoca ile anılırdı köyüm. Çobanlık yapardı memilinin İshak Yayar bağ bahçeyi koymazdı rahat Gece bulduğunda sahipsiz oğlak Habersiz mideye atar giderdi. Bekçilik yapardı yusufun Çavuş Gezer bağ bahçe tüm karış karış Bağların üstünden kuş uçurtmazdı Kargalar illalah çeker dururdu. Yaz gelince yaşlılar bağ beklerdi Üzüm için tefekleri sayardı Bir deneye kaç kargayı kovardı Yazlar çok tantana yaşardı köyüm. Bunlar bizim köyün eski günleri Saymakla biter mi güzellikler cıvıl cıvıl bağ bozumu şenlikleri Tatlı ve huzurlu yaşardı köyüm. Tatlı bir mizahtı bizim eskiler Vaki oldu hepsi göçüp gittiler Rahmeti Rahmana rücu ettiler Kalan hoş sadayı veriyor köyüm. Şimdi dört ev kalmış üçü ihtiyar Ne gelen ne giden nede soran var Bozulmuş yok olmuş bahçeler bağlar Şimdi derin derin ağlıyor köyüm. |
Şimdi dört ev kalmış üçü ihtiyar
Ne gelen ne giden nede soran var
Bozulmuş yok olmuş bahçeler bağlar
Şimdi derin derin ağlıyor köyüm.
Güzel şiirinizle biz de köyünüzü görür gibi olduk şair arkadaşım.
25 yıl aradan sonra köyüme gittiğimde son dörtlükte yazdıklarınızla karşılaştım ve çok hüzünlendim.
Ellerinize sağlık.
Esen kalınız...