YOLLARIN BEKÇİSİ
YOLLARIN BEKÇİSİ
Ben ormanların bekçisi Sürgün adamı O olmazdı olamazdı Aşk ihtilali başladı Ben duygularımın kurbanıyım Çarparak bölen bölerek çarpan Sineğin kâğıda konması bu Dur kımıldama dur eski resmini getir O güzel günleri geri getir Bana sevgilimi getir Dağdan geleni bekle Dur emirleri bekle Yükselirken alçalan alçalırken yükselen Aydınlığı besleyen ve besleyen karanlığı Ah koynuna Konya’’dan sevgili alan Ah sevgiliyi koynunda saklayan Gül muştusu salıyor toprağa Gül muştusu bırakıyor yaprağa Yer gök bakırken insana Kim dinler kim duyar sesimi Dağları bekliyor korku Saçlarını sürüklüyor perişan yalnızlığın Bir kement atıyor bana o güzel Belli ki vatanda isyan var Menzile varır mı yollar Yusuf kuyudan çık Ben çıkamam kuyudan Sen çık Mevlana Yunus ve Diyar-ı Rum Erenler ki dağ gibi yürekleri var Benim içimse baştanbaşa uçurum Bir gün elbette biz de çağrılırız şölene Yamalı elbiselerimiz ve çamurlu üst başlarımızla Geçildi ayıplı bahçelerden Bir kuyuya düşmüş bedenleri ve kömürleşmiş beyinleri var Medine yollarında kalmış yar Aşkın silinmez izleri var Mekke’’de ruhum Bir balıkçı göründü dehlizlerde Gel sen beni tini tini Yolların izlerin bekçisiyim ben Ahmet KEMAL |
Güzel bir şiir okudum. Şairimi KUTLUYORUM. Nice güzel şiirlere...