dayatılmış yalnızlık*
ayrılığa bakmayın siz
yoksulluğa bakmayın bakmayın ölüme hakikaten düşüremez insanı bunlar yaşamanın dışına dayatılmış yalnızlık ölçüsünde dayatılmayagörsün bir kez yalnızlık hamle etseniz nereye "tabula rasa"dır her şey, görürsünüz kalbiniz avcunuzda, yaranız açık kimbilir kaçıncı yanmışlığın serpintisinde kuşatma altında ve kıymık kıymık iç içe yaşarsınız üşümeyle terlemeyi tantanasız gösterişsiz öylece küçüldükçe küçülürsünüz yitikliği çoğaltır gözyaşlarınız algılamazlar içinizin bütün çiçeklerini parçalamak güdüsüyle yanıp tutuşur, yanıp tutuşur insan sûretli yaratıklar kalın çizgilerle çizerler yazgınızı sado-mazoşistik saldırılarla sevgiliniz ilelebet dönmüştür sırtını üçer-beşer kopmuştur yoldaş bildikleriniz kırk yılınızı yatırdığınız o şiirler, yazılar bir yaprağı bile kıpırdatamaz güneşte kalmış kartopunca erimiştir sâdeliklerin biçimlediği o soyluluklar dayatılmış yalnızlık ki: kabir azâbı kanser illetinden bir adım önde çünkü kanser öncelikle fizyolojik organlarından çökertir insanı yalnızlıksa en kırılgan yerinden ruhundan ruhundan ruhundan kanırta kanırta kemirir onu beni bu dayatılmış yalnızlık öldürecek hanımlar! beyler! paşazâdeler! müjdeler olsun size hüzünkârın biri daha gidecek (*): Ihlamur, Temmuz 2018, Sayı 68 |