Apocalyptica
Donuk temmuzlar ekiyorum
Takvimin terazisiz eskiliğine Çarçabuk geçsin üstümden ikindiler Geyikler gibi avlanmıyor çünkü Gözlerime bulaşan yırtık sonbahar Korkuya tayfadır Lodosta terleyen insan İncir çekirdeğindedir tünelin ucu Ellerimi enseme bağlayıp Uzansam yeşillere Seyretsem mavileri Bu eylemim ile ne kadar Durultulabilir ki leylaklar Bilgelerin bilgisinden fırlayan Zemberek mi benim beynim Eğrisiz odun arayıcılarının Doğru çubuklarımı kalbim Takırtısıyla bronşitimi uyandıran Bu kerpiç duvar Kirece durmuş maarif takvimler Saatte giz avlayan yelkovan Ne yaparlar ne yapılabilir ki Korodan yayılan kokuyu Kaptırmamak için ayaza Eyy! .. Yuvarlak parlaklığında Gözlerime zulmeden Bir eşkıya saklayan gezegen İfrit olmak zor değil Karıncanın kan grubunu bile bilen Sarsak bilgiçliğine Sezar da geçti üstünden Ve dahi Achilles Kime öldü ardı sıra Yanağından gül terleyen sevgili Çarçabuk geçsin gitsin Üstümden ikindiler Ki ben Akşamın duvarından atlayıp Gecenin bahçesine Şiir çalmaya gideceğim Ham koruk demeden Belime kadar girip Fidelerin ahenkli toplantısına Yeryüzü yüzünden girdiğim Onca günahı tövbeleyeceğim Bir istavroz çıkarıp Bir oruç açarak Ve sen ey! .. Cenabet cürmümü Yellerle gezdiren iklim Cellat bul bana Kestir başımı Ağırlığı alınsın Beynimden kanın…. 21 Şubat 2007 Şükrü Özmen dinlerken.. |
Apocalyptica ya da
bir yanım tufan diğeri nirengi!
aslında özgünlük, bu müthiş grubun dalgalarında
her an solabilirdi ve bana göre şairimizin
ilk başarısı burada yatıyor,
devamında ise her zamanki gibi keskin ama incitmeyen,
ve bazen de incinmeye gönüllü bir yaşamın
aynadaki yüzü var.
ah şiir görüyor musun
şairin olmadan ne kadar yalnızsın...
teşekkürler,