EMEKLİM
Bu gece, hiç uyumadım,
elimde ödeme faturaları,hesapladım durdum, önce kira, sonra elektrik su, aşağı hesap yukarı hesap, topladım çıkardım,sayıları durmadan, tutmadı bir türlü hesap, yetmiyordu maaş borca, işler fesat, ve sabah oldu çıkageldi alacaklı kasap, akşama vereceğim dedim savdım başımdan, devam ettim tekrar toplayıp çıkarmaya, neyse ki çocukların kredisi vardı, sağ olsunlar onlar bari idare ediyorlar, bir de o olmasa,işte o zaman iyice yandık, yandık ha yandık ki nasıl yandık. Çare yok,bu maaşla ay başı gelmez, açmam gerekti bir dükkan,bari dedik olsun kasap, hiç değilse,kıyıdan köşeden çıkar eve et sadakat, onunla idare eder bizim hanım,o ki eder her şeyi hesap. açmayı açacağım da neyle, elde yok avuçta yok, eş dostta desen onda saten olmaz, bankalar desen verse de para alacağına aslan yarına koymaz, ya bir de ödeyemezsem,bulabilirsen parayı mum yak da ara, hem,ben,ben,açsam da dükkan, ben bu işi hiç yapmadım ki, ya bir de ondan zarar edersem, işte o zaman yandım, kim alır bu devirde, kilolarla et pirzola, alacağı yüz gram kıyma, biraz da parça. hem demezler mi şuna şu adama bak, daha düne kadar takardı kravat, onca işçi memur onun gözüne bakardı, şimdi olmuş kasap,eti çıkarmış pazara, ya alay ederse biri çıkıp karşıma, derse ki,eee etme bulma dünyası,dünya, bana az çektirmedin çalıştırdın durdun, eşek gibi, hatta zaman, zaman odandan kovdun, işte o zaman yandık, yandık hem de nasıl yandık. alay konusu olup,boydan boya boyandık. işte bu düşüncelerle, doğru dürüst uyumadan ve kalktım o sabah, ve giyindim kuşandım çıkacakken son anda aynaya baktım, hani derler ya aynalar hiç yalan söylemez, keşke söyleseydi, keşke söyleselerdi, bakıp bakacağıma pişmandım, saçlarım ağarmış, gözlerim morarmış, elimde üç beş kuruş kalsa da, banka cüzdanını alıp, doğruca bankaya yollandım. amanın of,of bir kuyruk,bir kuyruk, sorma, çekilecek gibi değil,kimi bayılır, kimi yalvarır,kavga gürültü şamata, kiminde küfür bini bir para, polis güvenlik kapıda bekler, olmaz der bankacılar teker,teker çağırır. eh işte benim emeklilik böyle bir şey, aza koysan dolmaz, çoğa koysan almaz, evdeki hesapsa, çarşıyı hiçbir zaman tutmaz, ek iş yapsan bir türlü,yapmasan bir türlü, saten yapanlarda,zarar’ da her gün bir dükkan kapanmakta, mecburen üç kuruş maaşa ederim talim, bakkal,kasap her geçişte para isterse savar geçerim neyse ki banka kartım yok,bazen kuru ekmek plav, bazen sebze çorba yer geçer,idare ederim, ben de yok ama çok emekli de var,yürekler acısı onlar, vay onların hallerine, birinden alır,yamar öbürüne, toplanır borcu,katlana, katlana. A.Yüksel Şanlıer 30 Haziran 2008-06-30 |