HAR’ı GÜL
Her harfine bölüştürdüm hasreti
ve yaktım gözlerimde ki silüetini geçtim saçlarınla örülü ormandan mühürledim kalbimi, kokuna hasret kalarak. Dokunsan, yanarım belki de ateşinden telaşım har-ı gül oluşundan sürgünüm teninin kıyılarından seversen iyileşir mi, kabuk bağlayan yaralarım. Sen aklımın denizinde yakamoz ve en derin nefesimsin içimde mühür olacağımı bilsem boynuna izimi bırakırım, ateşten teninin kuytularına. |