Beklemek
Beklemek mi zor beklenmemek mi?
İkisini de yaşamaktır; ki en zoru... Beklenmeden beklemek ise seni, En doğru yanlıştan daha doğru.. En uzun ve en zor beklemek bile Beklendiğini bildiğinde insana kolay gelir Fakat bekleyişin bitmeyeceğini bile bile Beklemek ki işte; en zor ve en yücedir. Ra’şeler eserken insanın yüreğinde En sert fırtına bile sanki meltem gelir En tatlı meltemlerde yürürken ise Ansızın üşümek; sanki elzem gelir. Fikrin en derin noktasında "O" yatar iken, Başka şey düşünmek imkansız gelir, Dil zihne vurulmuş, susup bekler iken Adın çıkar ketuma; konuşmak zor gelir... İmkânsızı bekler gibi beklemek İmkânlı her şeyi imkânsız eder. Gündüzün ortasında geceyi beklemek, Aydınlık geceleri zamansız eder. Ne sen O’nda ne "O" sende iken; Kim hayattan bir zerre tat bekler? İnci zarafeti o gözlerde ışıldar iken Kim kendi gözlerinde bir ışıltı ister? Terkedilmiş düşlerin kıyısında gezer iken, Başka yerleri gezmek ne ifade eder? En derinde zihin aynı yerleri dolaşır iken Ayaklar dünyayı gezmiş, ne fark eder? Ürkek hisler en cesur hâliyle yürekte gezer Kalp âdeta rengârenk bir bahçe olur Dil ise sanki, konuşmayı günah atfeder. Sözcükler açmadan solan bir çiçek olur. Rüzgârın fısıltısı kulağa onun sesi gelir En gürültülü şarkılar dahi susturamaz Oysa en güzel şarkılar bile yavan gelir, Onun söylediklerinin yerini tutamaz. Ebedi olmayan hayatta ebedi bir sevgi; Mümkün müdür tüm âlimlere sorulsa? Beden çürüse de ruha hapsolur belki Ölüme karşı verilen tüm sözler tutulsa! Gündüz geceyle yek olmuş halde iken, Hangi ışık dokunur ruhun çatlaklarına? Güneş ve Ay birbirini kovalar durur iken Kimin eli değer ışıksız ruhun yaralarına? Ümitsizce bekler iken o meçhul ânı Ümitler eski bir dost gibi karşına dizilir Zaman sanki içinde eritir iken zamanı Saniyeler saatler gibi karşına dizilir Nefesi derman olur kanayan yüreğe Saçılan ışığıyla bir lahzalık hayalinden. Ne gerek kalır daha başka söz etmeye Daha yakın hiçbir şey yok iken hayalinden... |