BÜLBÜL VE GÜL
Ben bir bülbülüm,
Aşığım güle, Hep gülün etrafında geziyorum, Ama görmüyor beni, Bakmıyor bana, Hep dikenini saplıyor, Ona ait olan kalbime, Çünkü bilmiyor, Ona nasıl aşık olduğumu, Onu nasıl sevdiğimi, Bilmiyor o güzel gül, Belki tanımıyor beni, Belki farkımda bile değil, Ama ben vazgeçemiyorum ondan, Seviyorum gülü, Allah’ım koymuş onu kalbime, Beni kendine kul, Güle köle eylemiş, Bir gün uçsam güle, Açar mı acaba bana kollarını? Bir gülün açılması gibi, Sarar mı beni? Bırakmamak üzere, Yoksa yine dikenini mi saplar kalbime? Yine mi kanımdan alır rengini? Yine mi öldürür beni? Bilinmez… Ama uçacağım güle, Konacağım üstüne, Ölüm varmış sonunda, Ölsek ne olur be? Öleceğiz zaten, Ha yerde, ha gökte, Ha genç, ha ihtiyar, Öleceğiz nasıl olsa, Bari sevdiğimin yanında, Onun kalbime sapladığı dikenle, Onun elinden öleyim, Belki anlar beni, Anlar onu çok sevdiğimi, Hem belki o zaman, Oda sever beni, Beni sever de bu çile, Bu sonsuz tükenmeyen çile, Sona erer. Bülbülle gülün hikayesi, Belki bir kere mutlu biter, Belki oda sever, Oda sever… |
Ecdadım misali ne olursan gel,
Sensizlik fırtına dünya ise yel,
Aşk düşünce kalbe gözden akan sel,
Yağmurun olur da diner severim.
Güzel bir şiir okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şairimi KUTLUYORUM...