BİR NİHAYET BEKLERKEN
Güz göründü Alaca gülüm!
Kahveli, sarılı dökülürken yaprak... Solgun takvim düşüyor ömürden. Hoyrat esiyor hazan yeli, Kaynıyorken yürek volkan gibi... Ne zormuş meğer, ne kormuş meğer, Sessizliğe yürüyor ayak sesleri. Bir nihayet beklerken şehrin surları, Kıvrımından yürüdüğüm yürek coğrafyası, Tufan yeri! Kederi bana, Matemi bana, özlemi bana düşüyor... Neden sonra anlıyorumBir ben kalmışım yel almaz, sel taşımaz firaka... İyi değil Alaca gülüm, İyi değil gönül yurdum Bir nihayet beklerken, Kıyısından yürüdüğüm yollar Bıçak sırtı! Sızısı bana, Ağıdı bana! Hasreti bana düşüyor... Amansız çalıyor zihnimin kapıları, Böyle midir Alaca gülüm! acı acı kırılmak¿ Böylemi! dağıtır zaman kendin¿ feryadı salıp yalçın dağlara, Adını yazıyor suskunluğun. İyi değil alaca gülüm, İyi değil gönül yurdum... Neden sonra anlıyorum, Bir ben kalmışım fikara! Neden sonra anlıyorum Bir ben kalmışım arafta...! . . Eslem Kartal |