Asımın Nesline Çağrı
Küflenmiş bir geçmişin, gizemidir gördüğüm
Ya da sakladığındır, öz kendinden kendini Zıtlıklar aleminde, saf fikirler; kördüğüm Kaçmanın gereği yok, taşırarak bendini Neden kaçar ki insan, sevildiği şehirden Gökkube yıkılırda, hüzün kaplar içini Mazisi akar gider, yosun tutmuş nehirden Kıyısında o cami, minberinde has çini Kımıldamaz yüreği, çalan ney’in sesinden Sağa sola sallanır, kafa kırk bir yerinden Gerçeklerinden gafil, vazgeçmez neşesinden Motifleri yurdumun, sarsmalı çok derinden Köpürsün duyguları, titresin uzun uzun İklimi yerindeyse,varsa biraz mizacı Hayat gerçeğe şamil, ikizi ruhumuzun Gayrı ellerde sefil, sonu başından acı El alemin elinde, tarumar olur zaman Tutar gibi görünür, nasırlı ellerinden Aslına tekme atar, içi dışından yaman Nice küfürler akar, riyakar dillerinden Çıkar giyindiğin o, garbın pot libasını Yetmez mi üç asırdır, taşıdığın sırtında? Seni senle vuruyor, boyalı şer basını Mesulsun tüm bunlardan,unutma hak katında! Asımın nesli diye, çağırdılar öteden Gönül gözünü aç gel,vakit kalmadı artık Kuyunu kazıyor bak, seni yüzden metheden Açıldıkça açıldı, kapanmayan o yırtık Selim Adım |