Yokluk Vâkti
Sarhoş uyanığı yirmi dört saat
Dahası herkese açılmıyor ki İmgeler okşuyor mısra nihâyet Zehirli zamanlar içilmiyor ki Zihnim savruluyor ne yazsam irsî Ölümler taşıyor kör saltanattan Kışlığa yatırdım ölümle hırsı Hırs ölüm bende mi yoksa fıtrattan Elliye yaklaştım tarihe kırktan Sabır taşlarımı bitirmişim hem Bıçak emiyorum susuz çıkrıktan Mavzerden dert kardım hançerden merhem Deli serkeşliğim dem diyecekler Yeşil frengili duygu aşk yürek Sorunca upuzun kim diyecekler Kiminde bir kazma kimine kürek Yetiş bir kazma vur dinle âh işit Şiirlerim hüzzâm sarar mı şehir Mısralara yaslan devrilmeden git Yokluk vakti ateş kusar bu şehir Benzim gökkuşağı gözlerimde sis Kitap yazdım "siz hiç ay ışığında..." “Gören Göz...”ler ne der cürmüme mahsus Çığlıklarım yüzüm kırışığında Titrek sarsıntıyla uzat koyuver Yokluklardan yorgan topraktan peçe Aşktır keşke’lerim dinle duyuver Ot biter mezarım genişledikçe Ömer Ekinci Micingirt |