İstanbul’da Bir Zamanlar
Sene 1972, mevsim Sonbahar,
Hava soğuk, esiyor rüzgar... Mekan İstanbul Eminönü, Meşhur yeni caminin önü. Meşhurluğunu daha çok, Etrafında konuşlanan, Alaca güvercinlerden alıyor. Aralarında bir çocuk duruyor. Gözlerinin bozukluğundan değil, Ninesinin yakın gözlüklerini takınca, Kendini pek bi havalı sanıyor. Zavallı çocuk... Okumak için İnegöl’ün Süle Köyü, Nam-ı diğer Sulu köyden, Baba ocağından, ana kucağından, Kopup gelmiş İstanbul’a... Koparılıp gelmiş demek daha doğru. Bakmayın siz sitemli konuştuğuma, İyi yapılmış aslında... O zamanlar elde yok, avuçta yok, Kimi aç karınlar, kimi zaman tok, Çok çileli günler geçti elbet, çokkk... Velhasıl, İstanbul Eminönü’nde, Yeni Caminin önünde, Alaca güvercinlerin arasında, Poz vermiş fotoğrafçıya, Masum, mahzun, ürkek bir çocuk. Saçlar rüzgardan dağılmış, Gözlerinde numaralı gözlük. Beli bir kemerle boğulmuş, Pantolonun bir paçası düşük. Ceket; sanki biraz dar, biraz küçük. Muhtemel bir arkadaşından emanet. Haftasonu izne çıkılmış ya yurttan, Bu yüzden, düzgün gibi kıyafet. Gömlek, iliklenmiş yaka düğmesine kadar. Ahhh olsaymış bir de afilli kravat... Bir başka güzeldi İstanbul o zamanlar... Hayat yine zordu bugünkü gibi, Belki bugünkünden daha da zor, Ama, daha mutluydu sanki insanlar... moncer 18.11.2019 |
Hayat yine zordu bugünkü gibi,
Belki bugünkünden daha da zor,
Ama, daha mutluydu sanki insanlar...
Güzel bir şiir okudum. Nice güzel şiirlere diyor Şairimi KUTLUYORUM...