o işte
yine işte damarlarımda duyargasız karıncalar
ölü taşların basamağından yükselen dağ ellerimden paldırküldür düşen su özensiz işte bir sarımlık dünyadan öte bu köklerine ziyan sayıklamalar yetişilmemiş o dumanın ateşten gözlerine bir günah ki olup yanan esaslısından adımlayarak berrak delerin sesini kaç mahalle döverdim döverdiniz oysa mızıkçı çocukların ağzından düşürüp çelik bilyeleri ağlanılırdı gülünülürdü akınlar doru atlarında kahveli yalanlarmış söylenilenler kırgınlık kızgınlık alayına uzak dallara çaputlar modernize edilmiş takvalarda çıtırtılar bu özensizlik bu duygusallık saat 23 ve 43 yığın kırmızının göbeğinde siyahtan nokta belki siz biz önceden de gidendiniz iyiydi hiç birimizin saçlarında dans etmeyeydiniz - şimdi |