PAPATYA TARLASINDAKİ HİKAYEYıllarca aklın ve mantığın kölesi olarak, Mutsuz bir hayata sahip bir garip düşünün… Aşkın ne olduğunu sadece şiirlerde ve romanlarda görmüş biri… *** Pırıl pırıl bir bahar sabahı, Yer çekimi olmayan bir papatya tarlasında açtı gözlerini. Güneş bahar güneşi, teni incitmeyen bir sıcaklıkla tepede ışıl ışıl parlıyor… Garip, bilmeden bir aşk hikayesine uyandı apansızın… *** Başında papatyadan taç olan, beyaz giysili bir melek gördüğünde, hissettiğinin; Ne sözlükte bir karşılığı var, Ne okuduğu aşk romanlarında, Ne de destanlarda, Hiçbir yerde rastlamadığı bir duygu. Ölümsüz, masum ve güçlü bir duygu olduğunu hissedebiliyor sadece… *** Bazı insanlar vardır, Cemre gibi düşer hayatınıza, Kışınızı bahara çevirir, Gecenizi gündüze, Hüznünüzü mutluluğa… İşte bu papatya tarlasına düşen cemrenin hikayesidir... *** Hikaye bu ya… Garip görmeden, dokunmadan, koklamadan aşık olmuştur… Hem de ateşe… Dokunamadığın, saramadığın, koklayamadığın, Yanarsın uzak dur dedikleri ateşe... Bile bile aşık olmak nedir bilir misiniz? *** Garibin cemresi ateştir. Akıl terazisinden muaf, mantık dünyasından müstesna,ufuk çizgisinden uzak… Gerçeklikle hayal arasında, uyku ile uyanıklık arasında, varla yok arasında, Aşk ile sevgi arasında bir hikâye bu… Hikayenin başı var ama sonu yok… Akıla, mantığa, kurallara karşı yazılmış bir başkaldırı bildirisidir bu! |
Garibin cemresi ateştir.
Anlamı ve anlatımı güzel şiirdi
Yüreğine emeğine sağlık
__________________________________________Selamlar