Zaman Aşımı Aşk
İşte ;
Seni defalarca yazıp, bulduğum.. Defalarca kaybettiğim, o yer.. Bir gece daha çalıyorum ömrümden.. Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim, yirmi dört saat daha.. Sonra o da geçecek.. İşte; Böyle kovalayacak birbirini yarınlar.. Unutmamın öncesidir yokluğuna alışmak.. Derken ; Unutucağım seni, unuttuğumun farkında bile olmadan.. Doğrusu da bu zaten, aksi halde hatırlamış olur insan.. “Onu unuttum” demek bile hatırlamaktır. Bu cümleyi dahi aklıma getirmeyecek derece de unutmalıyım seni.. Sana dair; Hiç bir hayal kırıntısı, oluşmamalı.. Benliğim de ; İzin dahi kalmamalı.. Zaman aşımına uğramalı tüm düşünceler.. Hiç sevmemiş, hiç yanında olmamış gibi yabancılaşmalısın. Tesadüfen bir yerde adın geçtiğinde, irkilmemeliyim. Elim ayağıma dolanmamalı.. “Neden konuşmuyorsun? “ diye sordukların da verdiğim cevap; “Susturdular” olmamalı.. Geriye birkaç şey kalmalıydı, hatırlanmaya değer.. Dolu dolu geçirdiğimiz tek bir gün dahi yokken; En azından akla geldiğinde insanın içini titreten, Anlatıldığında; Dinleyen kişiyi düşündüren, en azından bir sigara yaktırıp, iç çektirecek kadar Ufak tefek de olsa anılar kalmalıydı geriye.. Aşk’ın kısası; Çok seven kişi, aynı ölçüde unutmalı... “Nice ayrılıklara...” |