Serçe
Sıcak bir temmuz ay-ı....
Bir küçük serçe...söğüt ağacının en ince ve en yüksek dalında... Aşkla,umutla yarınlara bakıyor...hırçınca dikmiş gözlerini denizin en uç noktasina asi ve de öfkeli.. Bir ses duysa uçup gidecek.. Umrunda değil yaz ayının getirdiği renklilik... Çünkü onun yüreği yaralı...Ağlasa ölecek... Zamanla söğütle konuşur olmuş ... Uzaklardan bir ıslık sesi... Bir tebessüm etmis... Birden kanatlanıp ucuvermis ıslıgınn geldiği yöne... söğüt bakivermis arkadasindan çaresizce .... Uzaklara açmış minicik kanatlarını korkarak... Korkarak Şems-i aşka doğru uçmuş... Nefes nefese.. Sevdigini bulmuş... Başını omuzlarına dayamış... Aklında binbir düşünce biraz tebessüm etmiş , biraz korkmuş ama sonun da onu bulmuş ve yanında artik ... Akşam güneşi yüzüne vurmuş huzur içinde doğanın kucağına bırakmışlar kendilerini nereye gittiklerini bilmeden düşünmeden sadece gitmişler göklerde süzülerek... Tüm imkansızlıklara inat yüreğindeki aşkla yarınlara daha bir heycanla bakar olmuş ... ( UNUTMA KAYBETTIGINI SANDIĞIN AN..BELKI DE KAZANDIGIN ANDIR) |