GECENİN DİLİ
GECENİN DİLİ
Kirli gri eskimiş pervaz Kanıyor çatlak kırmızı Ellerimi uzattım parlak Yüzüm bedenim gece Bu sabah bahara uyanacak Ayak mesafesi veya ucu Bulutlardan ay düşecek içeri Gözlerini kapa dinle kendini Tırpan ağzı bilenirken örs sesi Sen katran kahveni içerken Kesilecek güllerin menevşesi Yokuşlar zor takat ister ya Gamlanma gamlanma gönül En gizli perde açılacak Dolduracak kırları çocuk sesi Bîtap düşmüş bir köşe başı Ayakkabıcı eskisi çivileri Düzerken sağ dudağına Bir kuş çarpılacak tellere Çiğ yağacak sokaklara Yalın sesimiz anısıydı sokakların Belimizi büken yokuşların ötesi Boyası kalkmış sokak salıncağı Kıymık batacak eline kanayacak Dil ucu hasretti’ya kan tadına Yalnızlığı sevmiyorum diyerek Sesleneceksin sokak başına Kimsecikler duymayacak sesini Sokak yalnız, gece ve ben yalnız. |
Ayak mesafesi veya ucu
Bulutlardan ay düşecek içeri
Gözlerini kapa dinle kendini
Tırpan ağzı bilenirken örs sesi
Sen katran kahveni içerken
Kesilecek güllerin menevşesi
GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM. AİRİMİ KUTLUYORUM...