Güneş Dalları
Kayalıkların koyu laciverdinde
Oyluğuna yatmış seferi bir Sokkan uyuyordu solungaçları Zift soluyordu sülfüt kusuyordu Parçalanan güneş dalllarından Kopardığı yeryüzü cümbüşünde Tek başınalığına mısra düzer gibi Eğil diyordu çam ağaçları eğil hey! Cırcır böceklerini uçurup gökyüzüne Yarasından sızan akıtmalı sakızla Derine sarkıyordu turunçlara su Umudun yurdunda mercanlara dip Islak taşlarda parçalanan mükerrer Tespih tanesi oluyordu sıkıntıya İlk halindeydi yeryüzünde aşk Kıpırdayan yaprak telaşında sen |